Kategori: Şarkılar Solu Söyler

  • Sev Kardeşim

    Sev Kardeşim

    Şenay Yüzbaşıoğlu 1971’de “Sev Kardeşim” ve 1972’de “Hayat Bayram Olsa” şarkılarıyla bir anda en tanınmış pop şarkıcılarından biri oldu. Ama bu şarkılardan burada bahsetmemizin sebebi şarkıların Şenay tarafından Bülent Ecevit’in “Karaoğlan” lakabıyla kazandığı seçimlerden önce, mitinglerde Ecevit’ten önce sahne alarak söylenmesidir. Bu şarkılar 1974’teki CHP seçim zaferinde belli bir rol oynadı ve sosyal demokrat barış ve daha iyi bir dünya mesajlarının simgesi oldu. Şarkı o kadar popülerdi ki başrollerini Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit’in oynadığı aynı adlı bir filmde çekildi.

  • Ertuğrul’a ağıt

    Ertuğrul’a ağıt

    1977 yılı ODTÜ öğrencileri, ÖTK’nın öncülüğünde milliyetçi cephe hükümetinin özel görevlisi olarak tayin edilmiş faşist bir rektörün baskılarına karşı direniyor. Öğrenci lideri Ertuğrul Karakaya bir jandarma tarafından okulda vuruluyor. Henüz ölmemişken sağlık yardımı alması da askerlerce engelleniyor.  Ölümü devrimci mücadeleyi daha da alevlendirdi ve devrimci öğrenciler ODTÜ’de rektörün polis, jandarma ve işe aldığı işçi kılıklı ülkücü militanların topunu birden yenmeyi başardılar. ODTÜ öğrenci özyönetiminin ÖTK (öğrenci temsilcileri konseyi) yoluyla hayata geçirildiği ilk üniversite oldu. Türkiye devleti yıllar sonra Salihli’deki mezarı başında ‘oğlumun ne suçu vardı ki vurdular!’ diyen annesine ‘suçu ve suçluyu övmek’ten dava açmaya da cüret etti. Anne Ayşe Karakaya, oğlunu ve öldüğü günü şöyle anlattı: “Soğan soymasını bilmeyen adamın, tuvaletleri yıkayarak para kazanan kadının çocuğu. Ankara’da Darüşşafaka Okulu’nu kazandı da gitti. Beş kuruş para biriktirip okuttuk. Ben hep onun yanına vardım. Okulu (üniversite) kazanınca, ‘Ana artık büyüdüm, gelme’ dedi. Daha da büyüyemedi. Bir buçuk yıl olmuştu daha.”

    Ağıtın sözleri ünlü şair Gülten Akın’a aittir.

  • Parka

    Parka

    Cem Karaca’nın 1970’lerdeki bu ‘ajitatif’ ama bir o kadar da lirik şarkısı ‘parka’ 1970’lerde büyük basının  “sağ-sol çatışması” diye verdiği olaylarda ölen herhangi bir gencin hikayesini anlatır. Yoksul ama dirençli devrimci gençlerin bu ülkeyi oligarkların/zenginliğin zorbalığını kurmak için kullanılanlara karşı canları pahasına mücadelesini  tasvir eder. O dönemde ikinci el, kullanılmış parkalar hem ucuz ve her şarta elverişli oldukları için, hem de daha çok Deniz Gezmiş gibi gençlik önderlerince de giyilmiş olduğu için devrimci gençler arasında yaygın olarak giyilirdi.

  • Benim meskenim dağlardır, dağlar!

    Benim meskenim dağlardır, dağlar!

    Sözleri, ünlü komünist yazar ve şair Sabahattin Ali’ye ait bir şarkı. Sabahattin Ali 1948’de o zamanın MİT’i olan iç güvenlik örgütünün bir komplosu ile katledildi. Bestecisi Ali Kocatepe bu şarkının militanca hislere seslenecek bir şarkı gibi algılanacağını belki de hiç düşünmedi. Aslında Sabahattin Ali de düşünmezdi; çünkü şiir, melankolik bir şekilde küsüp, dağlara, yalnızlığa sığınmak isteyen bir ruh halini anlatır aslında. Fakat bütün hayatı ve mücadelesinin ispatlayacağı gibi Sabahattin Ali şiirinin bu yeni algılanış biçiminden olsa olsa mutlu olurdu.

  • Dağlara gel

    Dağlara gel

    1600’lerin ikinci yarısı ile 1700’lerin başlarında yaşadığı sanılan; hem hece ile koşmaları, hem aruzla divan şiirini aynı ustalıkla söyleyen, Alevi-Bektaşi eğilimli Gevheri’nin ünlü bir şiirini Grup Yorum besteledi.

  • Haydi Barikata

    Haydi Barikata

    Bandista grubu’nun Türkçe yorumladığı bu marş, Türkiye’de daha az bilinen bir marştır. Marş İspanya İç Savaşı’nda anarşistlerin ünlü marşıydı. İspanya’da o dönem anarşiştler başka hiç bir ülkede olmadığı kadar kitleselleşmişler ve solun en önemli grubuydular. İttifak halinde olmakla beraber farklı görüşlere sahip başlıca iki büyük örgütleri vardı. Anarşist Federasyon: FAİ ve anarşist-sendikalist yapı: CNT. CNT ülkenin en kalabalık işçi sendikasıydı. Diğer sendikaların tersine üyelerinden zorunlu aidat toplamazdı. Faşist Franko askeri darbesi başladığında anarşist işçiler ülkenin ikinci büyük şehri Barcelona’yı kendi milisleriyle, ordu birliklerini yenerek kurtardılar. İç savaşın ilk aylarında bunların işçi milisleri antifaşist hükümetin neredeyse tek silahlı dayanağı oldu.

  • Sabahın Bir Sahibi Var

    Sabahın Bir Sahibi Var

    1977 1 Mayıs’ını anlattığı için çok bilinen ve sevilen bu gerçekten önemli Ruhi Su eseri aslında ‘Şişli Meydanı’nda üç kız/ Biri Çiğdem, biri Nergis/ Vuruldular güpegündüz/ Sorarlar bir gün sorarlar dizeleriyle başlar. Peki, şarkıdaki vurulan kızlar kimlerdi? 1 Mayıs 1977 ile ilgisi neydi?

    1 Mayıs katliamından sadece 3 gün önce 28 Nisan’da, Galatasaray Mühendislik Yüksek Okulu öğrencilerine faşistler tarafından okul çıkışındaki otobüs durağında açılan ateş sonucu  üç kız öğrenci vuruldu. Dev-Genç’li Çiğdem Yıldır öldü. Hemen 1 Mayıs öncesi cenazesi büyük bir antifaşist gösteri niteliği kazandı. “sabahın sahibi var” adlı çalışmasına ilham kaynağı olan Çiğdem, sonraki yıllarda devrimin simgelerinden biri haline dönüştü. Şişli Meydanındaki Üç Kızdan Biri, Şükran (Ruhi Su’nun türküsünde adı Nergis olan) Çiğdemin öldüğü saldırıda ağır yaralı olarak kurtulmuştu. 30 yıl sonra okulda gerçekleştirilen buluşmada, Nihal’le birlikte arkadaşlarının yanındaydı.

    http://bianet.org/bianet/biamag/122685-galatasaray-muhendislik-yuksek-okulu-bizimki-hikayesi-olan-bir-arkadaslikti

  • Avusturya İşçi Marşı/die Arbeiter von Wien/Beyaz Ordu, Kara Baron

    Avusturya İşçi Marşı/die Arbeiter von Wien/Beyaz Ordu, Kara Baron

    Sovyet İç savaşında karşıdevrimci ‘asaletli’ generallerin, yani ‘Beyaz Ordu’nun şeflerinin 1918-20 arasında faaliyet göstermiş en meşhurlarından biri Wrangel’di. Kırım, Ukrayna ve Kuzey Kafkasya’da üslenmişti. Sonunda İstanbul’a kaçmak zorunda kaldı. ‘Kara Baron’ namıyla tanınan Wrangel, burada özel yatında barınırken yatı havaya uçuruldu. Şans eseri kurtuldu. Sürgünde öldü. Fakat 1920 yılında devrim hâlâ çok riskteydi. Bu şartlar altında Pavel Grigoriyev tarafından yazılan şiir Samuil Pokrass tarafından bestelendi. ‘Beyaz Ordu, Kara Baron’, iç savaşta, Kızıl Ordu’nun en önemli marşlarından biri haline geldi. Avusturya İşçi Marşı ya da Hayat Denilen Kavga (Almanca: Arbeiter von Wien), işte bu Sovyet marşının müziğine, Fritz Brügel’e (1897–1955) ait olan, sözlerin uyarlanmasıyla oluştu. Ve bu haliyle tüm dünyaya yayıldı. Marşın ortaya çıkışının 1927 yılında Viyana’da 89 işçinin ölümüyle sonuçlanan Temmuz Ayaklanması günlerinde dayandığı tahmin edilmekte. İlk defa 1929 yılında Viyana’da 2. Uluslararası Genç İşçiler Günü’nde seslendirildiği belirtiliyor. 1934 yılında Avusturyalı işçilerin faşizme karşı giriştiği Şubat Ayaklanması sırasında ise iyice yaygınlaşıyor. Özellikle Viyana, Yukarı Avusturya ve Steiermark’ta Avusturya Faşizmi’ne karşı direnişin simgesi oluyor. Dünya sosyalist hareketinin en tanınmış marşlarından biridir. Türkçeye çevirisinin ne zaman yapıldığı ise bilinmiyor.

  • Guantanamera

    Guantanamera

    Orijinali bir aşk şarkısı olmasına rağmen; Kübanın ünlü yurtsever ve anti sömürgeci şairi Jose Marti’nin (Hose Marti okunuyor) sözleri ile uyarlanmış versiyonu bütün dünyada tanınan halidir. Üstelik bu versiyonu Küba’nın adeta ikinci bir milli marşı gibidir. Jose Marti 1853-1895 arasında yaşamış, devrimci bir gazeteci, filozof ve şair, kısacası çok yönlü bir kişilikti. Küba’nın İspanya’dan bağımsızlığını kazanmasında büyük pay sahibi olduğu gibi aynı zamanda ABD’nin Küba’yı yutma tasarılarına karşı da mücadele etmiştir.

    Sözleri:

    candan bir adamım ben/palmiye ağaçlarının ülkesinden.
    /ve ölmeden önce söylemek istediğimdir,/bu dizelerin ezgisi, yürekten gelen
    topraktaki yoksullarla ben/aynı yazgıyı paylaşmak isterim
    ve dağdaki ırmak beni /daha fazla mutlu eder denizden

  • La Cucaracha

    La Cucaracha

    Anlamı hamam böceği/kara Fatma! Bu aynı zamanda Meksika devriminin (1910-1917) Zapata ile çağdaş ve onun kadar tanınmış bir başka savaşçı, halk yanlısı lideri Pancho Villa’nın da takma adıydı. Villa taraftarlarının da favori şarkısı… Meksika devrimi tümüyle yenilmedi ama içindeki halk güçleri tasfiye edildi. Bir burjuva devrime dönüştü. Başta ABD, küresel oligarklar tam ‘ohh kurtulduk!’ de mişti ki o yıl Sovyet devrimi patlak verdi.

  • Ay Carmela

    Ay Carmela

    İspanya İç Savaşı’nda (1936-1939) Cumhuriyetçi hükümet (Burjuva demokrat, anarşist, komünist ittifakı olan bir cins ‘halk cephesi’ hükümeti) taraftarlarının isyancı ve darbeci faşistlere karşı söylediği bir direniş şarkısı. Faşist Franco ordusuna, Nazi Almanyası bütün bir hava kuvvetleri Mussolini İtalyası motorize birlikler hediye etti. Avrupa ‘demokrasi’leri ise ordusunun büyük bölümü darbeci olmuş demokrat hükümete yardım bir yana, üstelik silah ambargosu uyguladı. Ordunun faşist darbesini dinamitlerle püskürtüp yenen işçi köylü milisler ne yazık ki bu uluslararası ihanet karşısında uzun bir mücadele sonunda da olsa yenildiler. Faşizmin bu ilk zaferi sayesinde cesaret bulan Hitler ve Mussolini ihanet eden Avrupa demokrasileri ve kendi halklarına 2. Dünya Savaşını hediye etti. Fakat halkın hiçbir yenilgisi nihai yenilgi değildir. İç savaşta modern gerilla taktiklerini keşfeden cumhuriyetçi subay Alberto Bayo bu tecrübesini yıllar sonra Meksika’da Fidel Castro ve Che’nin ufak devrimci grubunu eğitmekte kullandı. Bu eğitim tarihin akışını değiştirecekti. Ay Carmela şarkısının da aslında ilk kez 19. Yüzyılda Fransız istilacılara karşı direnen İspanyol gerillalarınca söylendiği anlatılır.